Gözüyle Kartal Avlayan Yazar: Yaşar Kemal / Zülfü Livaneli

“Yaşar Kemal’in çevresinde esen, sanki kişiliğinin ve bedeninin ayrılmaz bir parçası olan, gittiği her yere, girdiği her mekana, sanki onunla doğmuş gibi farkında olmadan taşıdığı bir rüzgar vardı.” Diyor Livaneli. Romanları ve röportajları ile Dünya’nın ve Türkiye’nin sevgisini kazanmış çoğu zaman anlaşılamamış olan Yaşar Kemal’i en bilinmeyen yönleriyle anlatıyor. Fotoğraflar ve anılarla zenginleşen anlatımda Abidin Dino, Cengiz Aytmatov, Sait Faik gibi pek çok ünlü isimden anektodlar bulunuyor. Yaşar Kemal’in yagı karşısında yaşadığı demokrasi dışı uygulamalar anlatılırken bir dönem Türk siyasetinin içinden geçtiği sancılı süreçlere şahit olacaksınız. Bu kitabı özellikle bir çırpıda okumadım. Insani ve edebiyatçı olarak yaşamından öğreneceğim çok şey olduğunu biliyordum. Size tavsiyem kitabı özümseyerek okumanız.

image

*François Mitterrand bir televizyona yaptığı konuşmada: “aben hep okyanus kıyısında yaşamak istedim. Ama politikacı olduğum için büyük kentlerde, dar sokaklarda oturmak zorunda kaldım. Sadece Yaşar Kemal’in kitaplarını okurken kendimi okyanus kıyısındaymışım gibi hissediyorum.”

*Yıllar önce sosyal demorat bir politikacı, Yaşar Kemal’e milletvekilliği önermiş. “Gelin” demiş, “sizi önce milletvekili, sonra da kültür bakanı yapalım!” Yaşar Kemal “iyi ama bu halk beni seçmez, oy vermez!” Diye cevaplamış politikacıyı. Iyice şaşıran adam “Neden?” Diye sormuş. Yaşar Kemal “Ben bu halka hiçbir kötülük yapmadım ki beni seçsinler” demiş. “Onları ne sömürdüm, ne hakaret ettim, ne ekmekleriyle oynadım, ne geleceklerini kararttım. Bana niye oy versinler ki?”

*Yaşar Kemal akan kanın durmasını istedi. Güneydoğu dağlarında yitip giden onca gencin ve ailelerinin acılarına son vermekti derdi. Türkiye, halkın açlığı pahasına her yıl 9 milyar doları anlamsız bir savaşta yitirmesin diye mücadele etti. Çünkü o gerçek bir yurtsever. Yasalardan kaynaklanan haklarını kullanarak bu siyasi karara imza atanların, beraat isteyen savcının bakış açısına sahip olamalarını dilerdik.

Yorum bırakın